Lozan Mübadilleri Vakfı 100. YIL MÜBADELE GAZETECİLİK ÖDÜLÜ İSKENDER ÖZSOY’a verildi.

  1. Ödülün ismi:

Lozan Mübadilleri Vakfı 100. YIL MÜBADELE GAZETECİLİK ÖDÜLÜ

 

  1. ÖDÜL GEREKÇESİ:

Sayın İskender Özsoy, matbaa mürekkebi ve hurufatla 1970 yılında sendika dergilerinde çalışırken tanıştı. Üç yıl sonra da gazeteciliğe başlamasının üzerinden 53 yıl geçti. Bugüne değin Sabah, Hürses, Orta Doğu, Haber, Yeni Haber, Türkiye, İstanbul, Akşam, Son Havadis, Tercüman, Yeni Günaydın, Yeni Birlik, Milliyet ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin günlük yayını Bizim Gazete’de mesleğin her kademesinde çalıştı. Milliyet’te haber takibinin heyecanını;  Bizim Gazete’de habere gitmenin ve röportaj yapmanın keyfini yaşadı. Bunca yıldır gazetecilikten hiç kopmadı, meslek ilkelerinin dışına çıkmadı. Onca sıkıntıya karşın meslek hayatının bir dakikasında bile “keşke…” sözcüğü hiç yer almadı. Çünkü O “ taammüden” gazetecidir.

Sayın İskender Özsoy,1947 yılında başlayan yaşamının üç çeyreğinde ve mesleğinin elli yılında cumhuriyetin yarı yaşına tanıklık etti.

İşte bu yaşam serüveninde gün geldi hayatına mübadele ve mübadiller giriverdi.

Konunun yabacısı değildi.

Kırıntı bilgi olarak belleğinde ‘macır” ve “macırlık” vardı.

Bu kavram çocukluğunun mübadil yerleşimi Tuzlasında aile içinde sık sık dile getirilirdi, zaman zaman yerli macır atışmasına da neden olurdu.

Mübadil kelimesi ve mübadillerin dünyası evlenince hayatına girdi.

Eşi ikinci kuşak Kılkış mübadiliydi.

İşte çocukluğunda sık sık duyduğu “macır” ve 47 yıllık evliliğindeki mübadil kelimeleri bugün O’nu bu noktaya getirdi. Ömrünün yarısından çoğunu bir mübadil kızıyla geçiren gazetecinin böyle bir sonuca varmasından doğal ne olabilirdi ki ?

 

Sayın İskender Özsoy, Emekli oluncaya dek meslekte başkalarının şarkılarını,  türkülerini söylemişti. Artık kendi şarkılarını söylemenin zamanı gelmişti.

1995’ten itibaren çeşitli konularda röportajlara başladı.

Bu arada aile içinde mübadil hayatlar ve Kılkış’taki günler konuşuldukça konuya eğilme isteği doğdu.

Önünde derya deniz bir alanın olduğunu fark etti.

Kararı kesindi.

Mübadillerle konuşacaktı.

1998 yılında ilk röportajı mübadelenin başkenti Tuzla’da eşinizin dayıları Hazım ve Şükrü Nalbant’la yaptı. Şükrü Nalbant’ın “İnsan dediğin kuş misali…” sözünü hiç unutmadı.

Bu röportajlar O’na önce Tuzla’da, sonra da Türkiye’de engin ve zengin bir dünyanın kapısını açtı.

Tuzla’da biri Kavalalı diğerleri Kılkışlı 11 birinci kuşak mübadille konuştu. Bu Tuzla’nın yüz yıllık mübadele tarihinde bir ilkti.

 

Ve devamı geldi.

1999-2023: Neredeyse gazeteciliğinin yarısı.

Bu 24 yılda Lozan Mübadilleri Vakfı’yla Türkiye ve Yunanistan’da –adalar dahil- yaklaşık 60 bin kilometre kent kent, köy köy dolaştı.

İki ülkede 179’u birinci kuşak 248 mübadille röportaj yaptı.

 

170’i birinci kuşakla yapılan 225 röportajı;  İki Vatan Yorgunları, Mübadelenin Öksüz Çocukları, Özü Sözü Yanya, Selanik’te Sela Sesi, Mübadelenin Yas Kardeşleri, Ah Vre Memleket (mübadele öyküleri) adlı kitaplarında yer aldı. Diğerleri yayımlanmayı bekleyen iki kitabında.

Konuştuğu onca birinci kuşaktan bugün biri Çatalca’da diğeri Yunanistan’ın Evia adasında iki mübadil hayatta.

Mübadiller “insan ziyanlığı” deyimini çok sık kullanır.
Bu deyimin derin manasını onlardan başka kim bilebilir ki?
Ne ziyanlıktır mübadele; ne kıyımdır, acıdır ve dramdır.

Sayın İskender Özsoy, işte bu acının, dramın ve insan ziyanlığının bir bölümüne gazeteci ve “müdahil mübadil” olarak dahil oldu; onlarla empati kurmaya çalışarak röportajlar yaptı.

Bazı röportajlarında çocuklar ve torunlar aileleri hakkında  yeni bilgiler edindiler. Babalarının, dedelerinin, ninelerinin anlatmadıklarını röportajlarından öğrendiler.

Röportajlarda anlatılanlara hiç dokunmadı. Ne anlatılmışsa bir üslup bütünlüğünde yazdı ve geleceğe aktardı; bir anlamda kayıt altına alınmış sözlü ve yazılı belge bıraktı.

Röportajlarıyla, bizden sonra gelen kuşağa bir yol gösterdiğine inanıyoruz. Bayrak artık üçüncü ve dördüncü kuşaklardadır.

 

Röportajları bugüne değin Bizim Gazete ve Yenigün başta olmak üzere Cumhuriyet, Birgün, Tercüman,  Milliyet, Yeni Birlik, Evrensel gazeteleriyle Popüler Tarih dergisinde yayımlandı.

Çalışmaları TRT ve El Cezire için hazırlanan mübadele belgesellerinde de ele alındı.

Bugün değin gerek Tuzla ve gerekse genel olarak mübadele konusunda onlarca öğrencinin tez ve lisans çalışmalarına yardımcı oldu.

Adı mübadelenin başkenti Tuzla’yla özdeşleşen, birinci kuşak mübadillerin İstanbul’da ilk ayak bastıkları yerlerden olan tahaffuzhane (karantina) hakkında yeni bilgilerle ilk yazıları yazdı. Tahaffuzhanenin önemini belgelere dayanarak gündeme getirdi. Mübadeleden kalan kültürel mirasın korunması için çaba sarf etti.

 

BU NEDENLERLE;

Sayın İskender Özsoy Lozan Mübadilleri Vakfı 100. Yıl MÜBADELE GAZETECİLİK  ÖDÜLÜ’nü hak etti.

Lozan Mübadilleri Vakfı Yönetim Kurulu olarak, Lozan Antlaşması ve Mübadele Sözleşmesi’nin 100. Yıldönümünde, günümüz dünyasında bir milyara yakın insanın göç yollarında olduğunu hep hatırımızda tutarak, bu yıl ilk kez düzenlediğimiz gazetecilik dalındaki ödülümüzü Sayın İskender Özsoy’a sunmaya oy birliğiyle karar verdiğimizi bildirmekten onur duyarız. İstanbul, 20 Eylül 2023

LOZAN MÜBADİLLERİ VAKFI YÖNETİM KURULU